Şehirde ve dünyada restoranların dekorasyon anlayışı gün geçtikçe değişiyor. Bir zamanlar her mekânı süsleyen birbiriyle uyumsuz objeler, duvar boş kalmasın diye yerleştirilmiş sanatçısı belli olmayan tablolar, aşırı klasik veya minimal detaylar şimdilerde yerlerini menüde yer almayan farklı lezzetlere, sanat eserlerine bırakıyor.
Geçtiğimiz on yılda, Türkiye’de çağdaş sanatın yükselişe geçmesiyle birlikte, sanat ve sergi mekânı algıları da değişmeye başladı. Sanat eserlerini, müze ve galerilerin beyaz duvarları dışına çıkarıp, bir restoranın duvarlarına davet etme furyasının başını çeken mekânlardan ilki Changa’ydı. Lucca da, çağdaş sanat henüz bugünkü kadar zirvede değilken, genç sanatçılara kapılarını açıyordu. Şimdilerde, zorlanmadan sayabileceğimiz kadar çok yeme-içme mekânı, kâr amacı gütmeden gönüllü sanat galerisi rolüne bürünüyor. Bireysel olarak hareket eden yerler olduğu kadar, sanatçıları kalıpların dışına çıkarıp dünyayla tanıştırmak için çabalayan Sanata Bi Yer ve İyilik İçin Sanat Derneği gibi projeler de İstanbul sanat sahnesinde ses getirmeye başlıyor.
Son zamanlarda düzenlediği sergilerle ilgi çeken Kabataş’daki Setup’ın sahibi Ümit Yaşar Yılmaz, bir trend olarak başlayan bu sürecin son derece faydalı olduğunu söyleyenlerden. “Sanatın, galeriler dışında şehrin farklı noktalarındaki mekânlarda boy göstermesi hem sanatçılar hem de işletmeciler için olumlu sonuçlar yaratıyor. Birçok mekân galerilerle ortak çalışmalara imza atıyor ve özellikle genç sanatçıların farklı kesimlere ulaşmasına olanak sağlıyor” diyen Yılmaz’a göre sanat dünyası da bu yeni gelişmelere karşı değil.
İyilik İçin Sanat Derneği iş birliğiyle şu anda Nişantaşı’ndaki The Sofa Hotel içerisinde yer alan Frankie’de bir sergisi bulunan sanatçı Kadir Akyol da Avrupa’da uzun yıllar önce değişen algının, ülkemizdeki sanata duyarlı kişiler sayesinde farkındalık kazandığını savunuyor. Ona göre sanat sadece tuval, boya, dekoratif bir nesne veya ticari yatırım yapılan bir araç değil, özgür düşüncenin ve hayal gücünün karşılığı.
Şimdilerde Soho House İstanbul ve içerisinde yer alan Cecconi’s İstanbul, Raffles İstanbul, The St. Regis İstanbul ve otelin fine dining restoranı Spago, Ara Kafe, Vogue Restaurant, Morini, Brunelle, Juno, La Boom ve Chilai gibi mekânlar, gerek dekorasyonlarıyla, gerekse de sergileriyle sanatın farklı dallarından bir araya getirdikleri eserlere kapılarını açıyorlar.