Ünlü tasarım stüdyosu Aksu / Suardi’nin kurucu ortağı Sezgin Aksu ile deneyimlerini birleştiren Serap Korkmaz, bu iş birliğinden gelecekte daha heyecan verici projeler çıkacağından emin. Korkmaz’ın tasarım anlayışının olmazsa olmaz öğeleri ise işlevsellik, kalıcılık ve kullanışlılık. 

profil-g

Biraz kendinizi tanıtır mısınız?
1988 yılında İstanbul’da doğdum. Lise eğitimini burada tamamladıktan sonra İtalya’nın Milano kentine taşındım. Avrupa’nın en büyük tasarım okullarından biri olan Istituto Europeo di Design’da (IED) iç mimarlık eğitimi aldım. IED’den mezun olduktan sonra tez projem VIAFARINI/Fondazione Arnaldo Pomodoro FAP “Urban Artists Hotel Roelink”te sergilendi. Daha sonra Domus Academy’de “Otel Tasarımı Eğitimi” alıp, Riccardo Giovanetti Studio ve Studio Mutti Archietti gibi ünlü mimarlık firmalarında görev aldım. Çalışırken, aldığım kararla Scuola Politecnica di Design’da (SPD) Interior Design alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. 2013 yılında Salone Del Mobile bünyesindeki “Satellite” sergisinde tasarladığım ürünleri sergiledim. 2014 sonunda da İstanbul’a dönüp SMD Studio’yu kurdum. Milano ve İstanbul arasında yaşamaya devam ediyorum.

Tasarım anlayışınızda öncelikleriniz neler?
Mimarlık, tasarım kültürü ve sanatı bir bütün olarak ele alan sofistike tasarımlar geliştiriyoruz. Tasarımda dikkat ettiğim noktalardan bazıları estetik, kalıcılık ve fonksiyonellik. Estetik iç mimaride tıpkı bir binanın kolonu ya da kirişi gibi olmazsa olmaz unsurlardan biridir. İşlevsellik ve kullanışlılık da diğer vazgeçilmez unsurlar. Bütün olarak bakıldığında da tasarımın zaman içinde eskimemesi çok önemli.

Etkilendiğiniz tasarımcılar ya da sanatçılar kimler?
Achille Castiglioni, Vico Magistretti ve genç tasarımcılardan Nendo.

Sezgin Aksu ile birlikte çalışmaya nasıl başladınız? İşbirliğinizden biraz bahseder misiniz? Ne gibi projelere imza atıyorsunuz?
Milano’ya eğitim almak için gittiğim 2007 yılında Sezgin Aksu ile tanışma fırsatım oldu. Kendisiyle mimari, iç mimari ve endüstri ürünleri tasarımlarında proje ortaklığı yapıyoruz. Sezgin Aksu’nun derin tecrübesi ve benim Türkiye’deki pazarı tanımam, her ikimizin de kişiliği olan tasarımlar yapma arzumuzla birleşti. Birlikte ortaya çıkardığımız her tasarım, ölçeği ne olursa olsun doğru noktalarda kendine yer buluyor. Korkmazlar Petrol HQ iç mimari projesi, Addo Furniture Showroom, Milano’da ve Paris’te restoran ve kafeler, Çeşme’de villa, Venedik’te otel projeleri ile Addo ve Passoni markaları için hazırlanan yeni mobilya tasarımları, İstanbul ve Milano ofislerimizde ortaya çıkan ürünlerimizden bazıları… Bu ikimiz için de mutluluk verici ve geleceğe yönelik umut verici bir birliktelik. Bu işbirliğinden gelecekte daha da heyecan verici projeler ortaya çıkacak…

Projelerinizde İstanbul sizin için nasıl bir ilham kaynağı oluyor?
İstanbul kültürü ve tarihi dokusu çok zengin bir coğrafya. Yeni projelerimizde İstanbul’dan ilham alarak, kentin bize sunduğu doneleri son teknoloji malzemelerle birlikte yorumlamayı, eskiyle yeniyi bir araya getirmeyi planlıyoruz.

İtalya ile Türkiye’yi karşılaştırdığınızda tasarım anlayışı açısından arada ne gibi farklılıklar var?
İtalya mimarlık, tasarım, sanat ve modanın çok zengin bir kültüre sahip olduğu bir ülke. Bu da öncelikle eğitime çok yansıyor. İtalya’da mimarlık, sanat, tasarım ve moda alanlarında çok iyi üniversiteler bulunuyor. Öncelikle İtalya ve Türkiye’yi kıyasladığımda temel farkın eğitimden kaynaklandığını düşünüyorum. Alt yapınız ne kadar iyi olursa, bakış açınız ve profesyonel hayattaki uygulamalarınız da o kadar hızlı ve doğru gelişiyor. Türkiye’de tasarım kavramı yeni oturmaya başladı. İtalya ise bu konuda çok derin köklere sahip bir ülke. Her konuda tasarım öncelikli olarak ele alınıyor ve gerçek değeri biliniyor. Türkiye’de daha yeni konsept mekânlar yapılmaya başlandı; ki bunların büyük çoğunluğu da özgün değil, ya Avrupa ülkelerindekiyle birebir aynı ya da benzerleri… Bu nedenle öncelikle Türk tasarımının ne olduğu tartışılmalı, Türk tasarım anlayışını geliştirmek için çalışmalar yapılmalı…

Geçmiş ve bugün tamam. Peki, sizce tasarım dünyasına gelecekte ne gibi çizgiler ve yaklaşımlar hâkim olacak?
Zaman geçse de, ne zaman dönüp geriye bakarsanız bakın size aynı duyguyu hissettirebilecek, modern teknolojiyle yoğurulmuş, gösterişsiz çizgiler söz konusu olacak.