“Eşcinselliğin toplumsaL tarihi,” bugüne kadar gizli kalmış ya da görmezden gelinmiş gerçekleri su yüzüne çıkarıyor.

Halit Erdem Oksaçan, pek çok gazete ve dergide tarih ve siyaset üzerine yazılar yazmış, kitaplar yayınlamış 1982 doğumlu bir araştırmacı. Son alarak “Eşcinselliğin Toplumsal Tarihi” adlı kitabı yayınlayan Oksaçan’la tek tanrılı dinlerin başlangıcından günümüze uzanan eşcinsellik üzerine konuştuk:

3

Image 3 of 8

Bugünlerde “Ecdadımız böyle değildi” söylemleri gündemde. Kitapta Osmanlı’daki eşcinsellik ve biseksüellikle ilgili detaylı açıklamalar var.

Bunların en çarpıcı olanlarını örnek verebilir misiniz?
Prof. Dr. Halil İnalcık Hoca’nın Ayş u Tarab kitabında içki meclisleri, nedimler ve mahbup oğlanlar, tarihsel ve yazınsal örnekleriyle gözler önüne seriliyor. Murat Bardakçı da Osmanlı’da Seks kitabında bu konuda örnekler yayımladı. Ben de kitabımda bu konuyu, dönemin belge ve kaynaklarından yararlanarak anlattım. Padişahlar, devlet adamları ve seçkinler birbirlerine parlak, yakışıklı oğlanlar gönderiyor, hediye ediyorlar. Ki bu oğlanlar için “cennet kaçkını” ifadesi kullanılır. Osmanlı’da bir dönem geliyor din bilginleri dahi birbirlerini “oğlan pezevengi” olarak suçluyorlar. Örneğin Evliya Çelebi, çok etkilendiği yakışıklı bir Avusturyalı delikanlıyı dudağından şehvetle öpüyor ve bunu saklamadan, işlediği bir “kabahat” olarak anlatıyor.

Özellikle Fatih Sultan Mehmet ve IV.Murat’la ilgili iddialar çok, değil mi? Hem de bir hayli fazla. Zaten IV.Murad’ı, aşkı delikanlılarla yaşaması için validesi Kösem Sultan teşvik ediyor. “Ecdadımız böyle değildi” diyenler sizin kitabınızla karşılaştıklarında ne yapacaklar?
Tarih, geçmişten ders alarak bugünü biçimlendirmez. Geçmişi bugüne göre yazan, bugünden bakarak geçmişi yorumlayan ve bugünden geçmişi tanımlayan bir bilimdir. Bu açıdan tarih, ideolojik bir bilimdir. Bugünün insanına bilinç verir. Ama gelecekteki insana ders vermez. Sanatçı ve tarihçi gerçekçidir ancak gerçekler bazen insanları ve toplumu rahatsız edebilir.