Crate and Barrel’ın “Picky by Pros” projesinden hatırlayacağınız Toner Mimarlık’ın genç kuşak temsilcilerinden Emre Toner, iç mimarlık mesleğine tutkuyla bağlı isimlerden biri. Mimar bir ailenin üçüncü nesil üyesi olan Emre Toner’in tasarımlarında değişen yaşam tarzları ve lüks anlayışı önemli rol oynuyor. En büyük önceliğinin “müşterilerinin beklentisini iyi anlamak” olduğunu söyleyen Toner’in ilham kaynaklarından biri de hızlı değişen hayat biçimleri ve alışkanlıklarıyla İstanbul. 
anten-profil-g1

İlk olarak sizi biraz tanıyabilir miyiz? Tasarıma olan ilginizi ilk ne zaman keşfettiniz?
Mimar bir ailenin 3. nesil üyesiyim. Ailem sayesinde her zaman tasarım ile iç içe olmama rağmen mimariye ilgim tam olarak üniversite yıllarında şekillendi. Çocukluğum şu an ofisimiz olarak kullandığımız evde geçti; 80-90’larda babam ağırlıklı olarak restoran ve gece kulüpleri tasarladığından alışılmış ev ortamından uzak bir çevrede büyüdüm.

Genelde çocukların baba mesleğini devam ettirmediği görülür. Siz mimar olmaya nasıl karar verdiniz?
Mimarlıkta bu pek böyle değil aslında, genellikle mimarların meslekleri hayat biçimleri olduğundan çocukları ister istemez etkileniyor diye düşünüyorum. Ben farklı bir eğitim ile başladım, hatta babam lise döneminde başka bir meslek seçmem konusunda tavsiyelerde bulundu. O dönemde tasarım ve mimariye bugünkü gibi değer verilmiyordu; finansla ilgili bir kariyer yapmak daha cazipti. Ekonomi ve uluslararası ilişkiler eğitimi almak üzere yurt dışına gittim ancak sonrasında iç mimari yüksek lisansımı alarak yedi senelik eğitim hayatımı tamamladım.

Dünya ile karşılaştırdığınızda Türkiye mimari çalışmalar açısından nerede görünüyor? Bu alanda belli bir “Türk çizgisi”nden söz etmek mümkün mü?
Mimari tarzlarda bölgesel farklılıkların fazla kalmadığını düşünüyorum, artık global trendler hakim. Ayrıca ülkemizde imar yönetmelikleri fazlası ile sınırlayıcı olduğundan, birkaç büyük ölçekli proje dışında, yapılardaki farklılaşma kullanılan malzeme ve dekoratif unsurlarla sağlanıyor. Batıdaki mimari görgüden çok uzak olmamıza rağmen belli bir gelişme var diyebilirim.

1 2