Yeni rasyonel estetik algısı, nihai, güzel ve ahenkli olan sanat yapıtının ardındaki mekanizmaları görünür kılarak, onu zamansal ve mekânsal bir yeniden üretim ve deneyim haline getiriyor. 

izlenim-3

Image 7 of 7

NİHAİ ÜRÜNLER/ BEDENLER DEĞİLİZ
Bir fizik terimi olarak dalga, enerjinin bir noktadan diğerine taşınmasıyla ilgili... Dalgaların iletme, aktarma, nakletme gibi medyaya özgü işlevleri de söz konusu. “Dalgalar” söylemimiz, niyetimiz ve eleştirimiz ne olursa olsun, şeylerin yayılmasına, yeniden üretilmesine, aktarılmasına, muhafaza edilmesine ve dönüşmesine nasıl aracılık ettiğimize ve bu vesileyle nasıl (yeni) medya haline geldiğimize dikkat çeken bir sergi olma niteliği taşıyor. Bu da artık disiplin toplumlarının şekillendirdiği nihai ürünler/ bedenler olmadığımızı gösteriyor. İktidar ağlarının denetimini dalgalar gibi gezinerek, sürekli bir şekilde ve başkalaşarak taşıyan ve yeniden üretebilen aracılar haline gelmiş bir beden anlayışını, dijitalleştirilmiş katmanlar aracılığı ile düşünebilir hale geliyoruz. Dalgalar sergisindeki işler, bedenleri işleyen mekanizmaları katmanlar halinde görünür hale getirecek teknoloji ve bilgiyi kullanarak elektromanyetik-bedenlerin, ses-bedenlerin, tını-bedenlerin, nöron-bedenlerin, sismikbedenlerin, kalabalık-bedenlerin, ışıkbedenlerin ve yay-bedenlerin oluşturduğu dalgaları yeniden kullanmayı, geri dönüştürmeyi, işleme ve sürece tabi tutarak başkalaştırmayı deniyor. Ve bu deneyimle bedenler arasındaki kolektif etkileşim yöntemlerini yerinden ederek bizleri yeniden düşünmeye sevk ediyor. “Dalgalar” sergisi, Çukurcuma’da bulunan BLOK art space’in mekânında ve yanı başındaki boş bir inşaat binasında ziyaret edilebilir. Sergide birçoğu dünyanın en prestijli etkinliklerinde ve kurumlarında çalışan, ödüller kazanan sanatçılar ve araştırmacılardan olan Alp Çoksoyluer, Alper Derinboğaz, Refik Anadol, Buşra Tunç, Ayşe Gül Süter, Candaş Şişman, Deniz Kader, Erdal İnci, Korhan Erel, Osman Koç ve Ozan Türkkan gibi isimlerin farklı dalga türlerini kullanarak gerçekleştirdikleri işlerle etkileşime geçebilirsiniz. İşlerin önemli bir kısmı için sergi mekânı olarak yapım aşamasındaki bir inşaat alanının seçilmiş olması son derece manidar. Zaman ve mekânın oluşum sürecini yeniden üretmeye girişen dijital işlerin, hem kendisi hem de içinde bulunduğu mekânla girdiği etkileşim ve süreklilik ilişkisine tüm çıplaklığı ile tanıklık etmek benim için oldukça heyecan verici bir deneyim oldu. Benim gibi yeni medya sanatına meraklı biriyseniz bu uzun soluklu sergiyi bir defa ziyaret etmekle asla yetinmeyeceksiniz. Ayrıca 28 Şubat’a kadar sergi kapsamında Cumartesi günleri saat 17.30’da toplumsal olayları ve sanatın güncel halini dalgalar kavramı ile fizik, mimarlık, siyaset, felsefe ve sosyoloji üzerinden tartışacak konuşmaların ve çeşitli canlı performansların yapılacağını da eklemeliyim.

Yazı: Yiğit Yeşillik