Yeni rasyonel estetik algısı, nihai, güzel ve ahenkli olan sanat yapıtının ardındaki mekanizmaları görünür kılarak, onu zamansal ve mekânsal bir yeniden üretim ve deneyim haline getiriyor.
izlenim-2
BEDENİMİZE İŞLİYOR”
Sinir sistemimizin eklentisi olan kimi araçlar, nanoteknolojiler ve
dijital teknolojiler marifetiyle artık bedenimize iliştirilmeye başlıyor.
İnsan beyni, kullandığı aletleri bedeninin bir parçası olarak görür.
Yontma taş baltalar da, bilgisayarlar, mobil telefonlar, hatta bilgisayar
programları da sinir sistemimizle eklemlenir. “Mesaj medyadır”
diyen geçtiğimiz yüzyılın “medya peygamberi” Marshall McLuhan,
televizyonun “mesajını bir dövme gibi tenimize işlediğini” söyler.
Ona göre “her medya, pisişik ya da fizik bir takım duyularımızın
eklentisidir”. Medyanın “kişisel, politik, ekonomik, estetik, psikolojik,
ahlaki, toplumsal sonuçları bize öylesine işler ki, dokunmadık
yerimizi bırakmaz.”
Yeni medya sanatı, belirsizleşen disiplinlerin dünyasında nihai
yapıtların, kavramların, bedenlerin katılığını adeta parçalarına
ayırarak onları üretim süreçleri ve temel katmanlar halinde yeniden
üreten dinamik bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu yeni rasyonel
estetik algısı, nihai, güzel ve ahenkli olan sanat yapıtının ardındaki
mekanizmaları görünür kılarak onu zamansal ve mekânsal bir yeniden üretim ve deneyim haline getirir.
Bugünün güncel toplumsal dönüşümünün
nasıl gerçekleştiğini, disiplinlerin sınırlarını
aşan bir yaklaşımla incelenmesi gerektiğini
düşünen BLOK art space’in “Dalgalar”
sergisi küratörü Ebru Yetişkin, dalgalar
kavramıyla uzun süredir uğraştığını
söylüyor. “Kakafoni” ve “Bilinmeyen Kod”
sergileri kapsamında ortaya koyduğu
tartışmanın bir uzantısı olan “Dalgalar”,
Yetişkin’in kendi ifadesiyle çeşitli dalga
formlarının yarattığı etkileşimlerle güncel
toplumsal dönüşümün nasıl gerçekleştiğini
araştırıyor ve tartışmaya açıyor.
Yazı: Yiğit Yeşillik