Yeni rasyonel estetik algısı, nihai, güzel ve ahenkli olan sanat yapıtının ardındaki mekanizmaları görünür kılarak, onu zamansal ve mekânsal bir yeniden üretim ve deneyim haline getiriyor. 

izlenim-2

Image 2 of 7

BEDENİMİZE İŞLİYOR”
Sinir sistemimizin eklentisi olan kimi araçlar, nanoteknolojiler ve dijital teknolojiler marifetiyle artık bedenimize iliştirilmeye başlıyor. İnsan beyni, kullandığı aletleri bedeninin bir parçası olarak görür. Yontma taş baltalar da, bilgisayarlar, mobil telefonlar, hatta bilgisayar programları da sinir sistemimizle eklemlenir. “Mesaj medyadır” diyen geçtiğimiz yüzyılın “medya peygamberi” Marshall McLuhan, televizyonun “mesajını bir dövme gibi tenimize işlediğini” söyler. Ona göre “her medya, pisişik ya da fizik bir takım duyularımızın eklentisidir”. Medyanın “kişisel, politik, ekonomik, estetik, psikolojik, ahlaki, toplumsal sonuçları bize öylesine işler ki, dokunmadık yerimizi bırakmaz.” Yeni medya sanatı, belirsizleşen disiplinlerin dünyasında nihai yapıtların, kavramların, bedenlerin katılığını adeta parçalarına ayırarak onları üretim süreçleri ve temel katmanlar halinde yeniden üreten dinamik bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu yeni rasyonel estetik algısı, nihai, güzel ve ahenkli olan sanat yapıtının ardındaki mekanizmaları görünür kılarak onu zamansal ve mekânsal bir yeniden üretim ve deneyim haline getirir. Bugünün güncel toplumsal dönüşümünün nasıl gerçekleştiğini, disiplinlerin sınırlarını aşan bir yaklaşımla incelenmesi gerektiğini düşünen BLOK art space’in “Dalgalar” sergisi küratörü Ebru Yetişkin, dalgalar kavramıyla uzun süredir uğraştığını söylüyor. “Kakafoni” ve “Bilinmeyen Kod” sergileri kapsamında ortaya koyduğu tartışmanın bir uzantısı olan “Dalgalar”, Yetişkin’in kendi ifadesiyle çeşitli dalga formlarının yarattığı etkileşimlerle güncel toplumsal dönüşümün nasıl gerçekleştiğini araştırıyor ve tartışmaya açıyor.

Yazı: Yiğit Yeşillik