17 Şubat – 1 Mart tarihleri arasında. !f İstanbul kapsamında Salt Beyoğlu’nda sergilenecek video enstalasyonu öncesinde Çiçek Kahraman’la bir araya geldik ve mahallede neler döndüğünü konuştuk. 

 

komsu-komsu-g2

Image 3 of 3

Siz “Mahalle”yi nasıl tanımlarsınız? Film mi, video enstalasyonu mu?
Video yerleştirmesi. Tam olarak bu! Kendi mesleğimi bile zor tanımlıyorum. Kurgucu, montajcı, editör... Tek ekranda yapsaydım buna video derdim o zaman ve YouTube’da da yayınlayabilirdim. Aklıma ilk arka arkaya görüntüleri kurgulamak geldi ama bir şekilde de “Bir dakika ya, başka şeyler de yapabilirim” dedim.

Mahalle temasına özellikle odaklanmanızın bir nedeni var mı?
Var. Ben bir mahallede büyüdüm. Ergenliğimde mahallede olmak, ‘biri görür, bir şey der, gider anneme bir şey anlatır’ gibi yoğun bir muhafazakârlık içinde olmak anlamına geliyordu. İstanbul’da yaşamamız bir şey değiştirmiyordu. Kim geldi, kiminle geldi, o nereye gitmiş vs. Bunlarla büyüyünce, bunu sisteminden atma ihtiyacı hissediyorsun.

Mahalleye bakınca toplumun nasıl olduğunu çözüyorsun gibi…br> Evet, kesinlikle. Mahalle bir kontrol aracı. Herkes, herkesten sorumlu. “Mahalle namusu” diye bir şey var meselâ. Biri namussuzluk yaparsa, mahallenin namusu zedeleniyor. Bu da şu demek oluyor: Herkes herkesin hayatında söz sahibi!

Sektörün içindesiniz. Arşivlere ulaşmak kolay mıydı?
Çok güzel sordunuz. Hiç kolay değil çünkü bir kere kütüphane yok. Türk sinemasının arşivlendiği bir yer yok. En başta zaten filmi çeken yapım şirketleri bile onu arşivlememiş. Benim bildiğim en büyük arşiv, Mimar Sinan Üniversitesi’nin.

İşin post prodüksiyonundan bahsedelim mi?
Normalde bu ucuz bir iş hiç değil, arşiv bulmak, emek ve zaman dışında post prodüksiyon kısmı var ve ben o kısımda sponsor bulduğum için şanslıyım. Gogo Project diye bir şirket bana sponsor oldu. Çünkü benim kendi başıma yapabileceğim bir kurgu değil, özel efekt programıyla çalışılması gerekiyor.

Salt Beyoğlu da mükemmel…
Evet, çok mutluyum. Salt’ın turnikesi hatta kapısı olmaması ve insanların oraya kolayca erişebilmesi de beni ayrıca çok mutlu eden bir konu.

Görüntülerdeki devamlılıktan bahsetmiştiniz. Ses kısmında olay ne durumda?
Sesin hangi yönden geleceği mühim. Mahalleye girdiğinizde sesin doğru yerden gelmesi gerekiyor. Tanıdık bir ses geliyor. Adile Naşit’in sesi nereden geliyor gibi aramak eğlenceli aslında. Bir parça bulmaca gibi bir şey söz konusu.

Bir daha kalkışır mısınız böyle bir işe?
Evet! Bu kez pencere dışında sarkan adamlar. Camdan çıkan adamlar, camın dışına çıkmak temasıyla ilgilenmek istiyorum. Dünya sinemasını da biraz gözden geçirmek istiyorum bu kez.