Burhan Doğançay’ın üç değerli eseri, Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde satışta.
Burhan Doğançay bir gün SoHo’da yürürken oldukça sıkıcı, pis ve koyu bulduğu New York’un tuğla duvarlarının üzerinde Grego isimli grafiti sanatçısının işlerini görür ve tek kelimeyle büyülenir. Çünkü Grego, tam da onun görmeyi isteyeceği biçimde bu duvarların sıkıcılığını canlı, rengârenk boyalarla, afişlerle, fotoğraf parçalarıyla kaplamıştır. Doğançay’ın bu grafitilerden ilham alarak 1992’de çalışmaya başladığı Grego serisi, sanatçının yenilikçi yönünü ve “duvarları yorumlayarak” kendisine ait bir pencereye dönüştüren karakteristiğini ortaya çıkaran işler olarak Türk sanat dünyasındaki yerini almıştı.
Doğançay’ın New York sokaklarından ilham alarak yarattığı bir diğer eseri ise 1999’da ürettiği The Virgin Whore Complex. 60’lı ve 70’li yıllarda hızla çürüyüp eskiyen New York metrosu, grafitili kapıları ve duvarlarıyla Doğançay’ı derinden etkilemişti. Grafitinin onu etkileyen tarafı toplumun farklı kesimlerinin hayatlarından kesitler yansıtması olsa da, fazla kamusal ve tasarlanmış olması onu, Doğançay’ın kişisel sanat odağından uzaklaştırıyordu. Sanatçının aradığı ise her gün metroyu kullanan kent sakinlerinin gözüne çarpmayan, arada derede kalmış olanlardı. İşte bu nedenle 1967-2002 yılları arasında çalıştığı New York Metro Duvarları Serisi’ndeki eserlerin bazıları Genel Kent Duvarları’ndaki diğer çalışmalar gibi karmaşayı kontrol altına alma ya da zararı önleme denemeleriydi.
Türkiye’nin en önemli sanatçılarından Burhan Doğançay’ın New York’ta ürettiği bu üç değerli eseri; Portakal Sanat ve Kültür Evi Direktörü, Yönetim Kurulu Üyesi ve 4. nesil temsilcisi Maya Portakal Bitargil’in de dikkat çektiği üzere 2009 yılında New York’tan İstanbul’a gelerek Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin (rportakal.com) müzayedesine çıkmış ve üç eser birden aynı sanatsever tarafından alınmıştı. Bugüne kadar sadece iki ailenin duvarlarını ve hayatını zenginleştiren eserler, şimdi aynı müzayede evi tarafından yeniden satışa çıkarılıyor.
Kaynak: Robb Report