YÖNETMEN İBRAHİM ÇİÇEK: “Anna, Rebecca ve Sam onları seçti”
Üç farklı sorunu olan üç kadının penceresinden dünyaya bakan bu metni seçmenizin nedeni nedir?
Hayattaki temel ihtiyacım ve arayışım ‘iyi insan’. Kendi iyilik sınırlarımla boğuştuğum bir dönemde oyun yönetme isteğimi hayatımdaki ‘iyi insan’lardan Çağ Çalışkur ile paylaştım. O da bu oyunu yönetmenin bana iyi geleceğini söyledi. Okudum ve kendi iyilik sınırlarımı zorlayan bu üç insanın hikâyesini anlatmak istedim.
Dünya üzerindeki tüm canlıların birbiriyle yaşamsal bir bağı var. Oyunda bunu bize Anna söylüyor. Siz biçimsel olarak bu bağı nasıl yansıttınız?
Ben kendim olarak bu dünyanın merkeziyim ve biriciğim ama şu an bunu okuyan herkes bir merkez ve biricik. Bu biricikliğin içinde de yaşamsal bağ gibi bir kelimeyi somutlamak oldukça zor. Temel olarak ihtiyaçlar ve arayışlar bir bağ oluşturuyor diyebilirim. Oyunu temel olarak benzerlik, sıradanlık ve bu sıradanlığın içindeki biricik olma halinin üzerine kurdum ve seyircinin bunu görmesini istedim.
Oyundaki kadınlara ait renkler ve ışık düzenlemeleri vardı. Bunları neye göre belirlediniz?
Oyun metnini elime aldığımda boyalar, ışıklar ve küpler gözümün önüne gelmişti. Kendime verdiğim ilk ödev sahnelerin ve karakterlerin duyularının rengini aramaktı. Süreç içinde doğru olduğuna inandığım renklere ulaştım. Dekor ve ışık tasarımını yapan Cem Yılmazer benim hissettiğim renkleri önerince doğru renkleri bulduğumu düşündüm ve böylece kesinleştirmiş oldum.
Müzik seçimleriniz de çok iyiydi. Birçok eski şarkı duyduk. Hangi yıllardan, kaç şarkı kullandınız oyunda?
Aslında kullandığım şarkıların temel özelliği mutlaka duyduğumuz şarkılar olması.1968-2015 yılları arasından seçimler yaptım. 11 şarkının çeşitli düzenlemelerini kullandım.
Oyunun içine girmek belki farklı anlatım biçimi nedeniyle hemen mümkün olmuyor. Fakat sonrasında bizi alıp götürüyor ve gözümüzün önünde olayların geçtiği mekânlar canlanıyor. Bu biçimi dildeki (“Beni görüyor, yaklaşıyor” gibi) hikâyeci tavra uygun olsun diye mi seçtiniz?
‘Yutmak’ temel olarak bir anlatı metni… Dünyanın çeşitli yerlerinde sadece anlatı metni olarak oynanmış bir oyun. Metni okuduğumda oyunun hikâye anlatmaktan ziyade oynanması gereken bir metin olduğunu düşünmem, soyut şeyleri izlemeyi sevmem; reji tarafından yapılan dayatmalar yerine kendi hayal dünyamda o dünyayı kurma isteğim bu biçimi getirdi. Kısaca seyirci olarak ne görmek istiyorsam, onu yaptım diyebilirim.
Rol dağılımını çok yerinde bulduk. En baştan bu yana seçimleriniz böyle miydi?
Çalışmaktan büyük keyif aldığım şahane üç oyuncuyla çalıştım. Doğru rol, doğru oyuncuyla buluşur kuralına çok inanıyorum. Anna, Rebecca ve Sam onları seçti.