Çocukluğundan beri Bizans İmparatorluğu’na ve başkenti Konstantinopol’e özel bir ilgi duyan Antoine Helbert, yıllar boyunca okuduğu metinler, incelediği çizimler ve İstanbul’a gerçekleştirdiği geziler sonunda şehrin nasıl görünebileceğini resmetmiş. Çizimler, 4. ve 13. yüzyıl arasında farklı dönemlerinden bir seçki sunuyor.
Resimlerde görünen kimi yapılar bu güne kadar ulaşsa da bir çoğu ne yazık ki artık yok. İşte Helbert’in kaleminden Konstantinopol.
12
Bukoleon Sarayı, İstanbul'da, tarihî yarımadanın Marmara Denizi kıyısında bugünkü Cankurtaran ile Kumkapı arasındaki Çatladıkapı mevkiinde, Küçük Ayasofya'nın hemen doğusunda bulunan ve bugüne yalnızca kalıntıları ulaşmış olan Bizans sahilsarayı. Hıristiyanlık öncesi dönemlerden geldiği sanılan ismine bakılırsa, tarihinin çok eskilere gittiği düşünülebilir (Bukoleon Limanı). Fakat saray hakkındaki ilk bilgi orta Bizans dönemine (9. yy'ın ortalarından 13. yy başına kadar) aittir. Buna göre Bukoleon Sarayı İmparator II. Theodosios (hükümdarlığı 408-450) tarafından yaptırılmıştır. Bilinen ve halen görülebilen bölümleri ise büyük olasılıkla Teofilos zamanında (829-842) eklenmiştir.