Ahlat Ağacı filminin ortak senaristlerinden ve oyuncularından Akın Aksu, ilk romanı Bir Taşra Köpeği’nde ıssız taşrayı bilinenin aksine canlı, çok sesli bir taşra tablosuna dönüştürüyor.
Bir Taşra Köpeği’nin adsız kahramanı, bir sahil kentinde hayatını sürdürebilmek için tuvalet bekçiliğinden gazete muhabirliğine çeşitli işlere girip çıkarak, her biri bir öncekine benzeyen günlerini taşralı yarı aydınların hırslarla, küçük hesaplarla, ördükleri dünyasında geçirmektedir. Bu taşra kentinde günler birbirinin aynısıdır. Bu tekdüzelik bir zaman sonra kendine has bir taşra sıkıntısı ve gülünç hayatlar ortaya çıkarır.