Çocukluğunuzu tekrar yaşamak, mis gibi çiçek ve toprak kokuları içerisinde keyfine doyamayacağınız bir gün mü geçirmek istiyorsunuz? O zaman doğru yere bakıyorsunuz.

 

tanemleistanbulgal

Image 1 of 3

Son birkaç aydır siz değerli okuyuculara kendimce zevk aldığım ve paylaşmaktan büyük keyif duyduğum İstanbul ile ilgili detayları Trendsetter İstanbul aracılığı ile aktarmaya çalışıyorum. Madem yaz mevsimine ani bir giriş yaptık, o halde ben de bu ayki yazımda mevsime uygun bir İstanbul anlatmak istiyorum size. Benim İstanbul’umda Prens Adaları’nın bambaşka ve özel bir yeri vardır. İstanbul’a bu kadar yakın olup aynı zamanda bir o kadar da uzak hissettiğim büyülü yerlerdir bu adalar. En fazla bir saat içinde egzoz, trafik ve kargaşadan uzağa kaçarsınız. Mis gibi çiçek ve toprak kokuları, çocukluğumuzdaki gibi çok keyifli bisiklet turları, yanaşan ve uzaklaşan vapurların martılar eşliğindeki ahengi...
Çok küçük yaştan itibaren favorim hep Burgazadası olmuştur. Bambaşkadır Burgaz’ın havası ve Burgaz’ın insanları... Yunanca adı Antigoni olan ve çapı yaklaşık 2 kilometrelik bir daireye benzeyen Burgazadası’na ayak bastığınız anda size önce bir martı orkestrası eşlik eder, ardından yaşamının son yıllarını burada geçiren Sait Faik Abasıyanık’ın heykeli karşılar. Bu sene ölümünün 60. yılı olan ünlü edebiyatçının müze haline getirilen evi gerçekten görülmeye değer. Benim için Burgazadası’nın ne anlama geldiğini anlatmaya sayfalar yetmez ama yettiği kadarıyla naçizane tavsiyelerimi sizinle paylaşmak isterim.