Dünyada ve Türkiye’de kamusal alan yıllardır sorgulanıyor ve büyük ihtimalle sonsuza dek de sorgulanacak zaten, ama bu olgu üzerine sanatsal yorumları izlemek çok farklı bir etkileşim yaratacak. 14 Eylül-20 Ekim arasındaki 13. İstanbul Bienali’nde, 80 sanatçının yorumunu görmeyi heyecanla bekliyoruz.

 

bienal_kck-kopya-2

Image 2 of 3

Küratörlüğünü Fulya Erdemci’nin, direktörlüğünü Bige Örer’in üstlendiği bienalin çarpıcı başlığı, şair Lale Müldür’ün aynı adlı kitabından alındı. Bienal, siyasi bir forum olarak kamusal alan fikrini odağa alıyor. Tanımı ve içeriği üzerine çok tartışılan bu kavrama oturtulan bienalin güncel demokrasi biçimlerini sorgulayan, günümüzün mekânsal-ekonomik politikalarını tartışmaya açan, uygarlık ile barbarlık kavramlarını sorunsal haline getiren ve bu bağlamda sanatın rolünü araştıran bir matris işlevi göreceği vurgulanıyor. “Kamusallık” kavramını yeniden düşünme olanağı yaratacak 13. İstanbul Bienali, yeni düşünce ve hayal gücü kanalları açmayı hedefleyerek, kamusal bir buluşma ve tartışma zeminini harekete geçirmeyi hedefliyor. Sergi mekânları arasında Tophane’deki Antrepo No.3, Karaköy’deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, İstiklal Caddesi üzerindeki ARTER ve SALT Beyoğlu ile İMÇ 5.Blok’taki 5533’te yer alıyor.