Ntv’deki “İstanbul Kafası” programından tanıdığımız Levent Erden, tam bir entelektüel ve İstanbul aşığı. Her fırsatta da bu aşkı tazelemeyi ihmal etmiyor! 

1

Image 1 of 5

Levent Erden’e ilk sorum, “Size ulaşmak niye bu kadar zor?” oluyor. “E, benim yerim yok!” diyor. Reklâm işlerinden sıkıldığı için “şirketi filan” bırakmış. Ha, bu arada, “Ben reklâmcı değilim, reklâm şirketi yönettim ama ben asıl olarak pazarlamada uzmanım” diyor. Bilgi Üniversitesi’nde Yüksek Lisans dersleri veriyor. Next Academy ile bunu bir adım öteye taşımaya hazırlanıyor ve “adam yetiştirmek”ten büyük keyif alıyor. Kendisine bu aydan itibaren NTV’de yeni bölümleri yayınlanacak İstanbul Kafası dâhil içinde İstanbul geçen pek çok soru soruyoruz. Dergâhında diz kırılacak bu bilgi şeyhinin bunca şeyi sadece merak ettiği için öğrenmesine şaşıyoruz. Ve emin olun, konuştuklarımızın küçük bir bölümünü buraya anca sığdırabiliyoruz.

Önce programdan başlayalım, nedir İstanbul Kafası?

İnsanların ilgi alanlarının daraldığı, herkese bazı değerlerin dayatıldığı, herkesin ev, araba peşinde koştuğu bir ortamda zevk alınabilecek, büyük maddi olanaklar gerektirmeyen bir şeyler olduğunu hatırlatmak istedim. İstanbul’la ilgili ye ye bitmez bir miras olduğunu, ne tarafından ilgilenmek, bakmak isterseniz o tarafından size zevk alacak bir şeyler sunabilen bir şehirden söz etmek istedim. Aslında bu İstanbul olmak zorunda da değil. İnsanların yaşadıkları şehirle bu ilişkiyi kurabilmeleri lazım. Hele ki bugünü daha iyi anlamak, bugünden bir şey çıkarmak gerekiyorsa o şehrin ne olduğunu fark etmek lazım. Yoksa benim nefret ettiğim o “tüketici” lafına dönüşürüz, şehir de tükenir tabii ki. Bu kadar uzunca bir zaman geçirdiğiniz yerle bir ilişki kurmak lazım. Sonuçta ben İstanbul Kafası’nda o ilişkiyi anlatıyorum. Herkesin ilişkisi farklı olabilir ama sonuçta bir ilişkidir.