Columbia Üniversitesi’nden mezun olan Esra Saydam ve Nisan Dağ, senaryosunu yazıp yönettikleri ve yapımcılığını üstlendikleri ilk filmleri “Deniz Seviyesi” ile İstanbul Film Festivali sonrasında çeşitli festivallere katılmaya devam ettiler. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Yönetmen başta olmak üzere, En İyi Kadın ve Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Müzik ödüllerini kucaklayan Nisan Dağ ve Esra Saydam imzalı Deniz Seviyesi, 7 Kasım’da izleyiciyle buluşacak. 

filmsoylesigal2

Image 3 of 4

Film ne zaman ve nerede gösterime girecek?
Kültür Bakanlığı en geç sonbahar 2014’te filmin gösterime girmesini istiyor. Biz festivallere başvurularımızı yapıyoruz. Cevap aldığımız takdirde gösterime girecek. Tabi geçtiğimiz haftalarda da filmimiz İstanbul’da yarıştı.
Bu film ile neyi hedefliyorsunuz, nasıl bir kitleye hitap ediyorsunuz? Güçlü hikayesiyle, aşk temasıyla genel kitleye hitap etsin istiyoruz ama aynı zamanda bağımsız film sektörüne yeni giren bir yönetmenden beklenecek değişik, sanatsal seçimlerimiz de filmde görülebilecek.

Bağımsız film sektörünü ABD ve Türkiye’de karşılaştıracak olsanız, bize neler söylerdiniz?
İki ülke arasındaki en büyük fark bağımsız filmlerin finanse ediliş tarzları. Orada şahısların güvenip projeye para vermesi gibi bir durum söz konusu. Fakat Türkiye’de daha çok insanlar ya Avrupa’yla ortak yapım yoluna gidiyor ya da Kültür Bakanlığı’ndan destek almaya çalışıyor. Bazen ufak tefek sponsorluk desteği alınabiliyor. Dolasıyla bağımsız filmlerin bütçeleri ABD’dekilere oranla çok düşük kalıyor. Böylelikle finansal anlamdaki sınırlamalar fazla oluyor. Amerikalılar ise devletten destek alamıyor. Bu durumda onlar da bir şahıstan destek alabilmek adına vizyonlarından vazgeçmek zorunda kalma ihtimalinden şikayet ediyor.
Bağımsız sinema sektörüne ünlü oyuncuların da çok etkisi var. Mesela Ryan Gosling bağımsız sinemada pek çok kez rol aldığı için sektöre büyük katkısı oldu. Kıvanç Tatlıtuğ bağımsız bir filmde rol alsa, merak edip giden pek çok insan olur. ABD’de bağımsız filmlerin oynatıldığı sinema salonu ve izleyen sayısı çok yüksek. Tabii ki bu, finansal artılara da bağlı. Türkiye’de eğitim konusunda da eksiklik var. Oyuncu ile çalışma tekniklerinin pratikte öğretildiği bir sinema eğitimi sistemi yok. Yönetmen oyuncuyla çalışıyor. Türkiye’de bunun eğitimini görebileceğiniz bir program yok. Bu da büyük bir eksiklik.

Yurt dışında bir film festivaline “Deniz Seviyesi” kabul oldu diyelim. Sonrasında süreç nasıl gelişiyor? Filminiz Türkiye’de de gösterime girecek mi?
Festivallerin çoğu vizyon prömiyerlerini kendileri yapmayı tercih ediyor. Bu sebeple önce festival, sonra vizyon gibi bir sıralama var. Hatta bazı film festivallerinin marketleri var. Yani, festivalde ilgi çekip dağıtımcılarla anlaşmak mümkün. Bizim için de böyle bir süreç olacak. İyi bir iş çıkarırsak, New York, Londra gibi şehirlerde bağımsız filmlere yer veren sinema salonlarında filmin gösterilebileceğine inanıyoruz. Türkiye’de de kesinlikle vizyona girsin istiyoruz.