The Walking Dead altıncı sezonuyla ekranlara geri döndü. Aldığımız ilk izlenimler yapımın bu kez hiç olmadığı kadar sert olduğu yönünde. Geçen yıl karakterlerin etrafındaki dünya tarafından neredeyse kötü adamlara dönüşmesine tanıklık ettik. Bu noktaya gelene kadar, zorlukları aşmak için inanılmaz güçlü insanlar haline geldiler. Peki, nasıl bir değişim geçirdiler? Başrol oyuncularına sorduk.
ANDREW LINCOLN (Rick)
Altıncı sezonun açılış bölümünü biraz anlatır mısın?
Aslında bir sezon finali olabilirdi ancak açılış oldu. Rick’in Atlanta’ya gitmesinden bu yana onu hiç bu kadar aylak görmemiştim. Bu ürkütücü bir durum.
Morgan geri döndü, Rick’in kıyamet sonrası karşılaştığı ilk kişi.
Rick, Morgan ve oğlunun kim olduğunu bilenlerden geriye kalan tek kişi. Herkes tarihi olmayan bir yerde, tarihi referans noktaları arıyor. Ancak karakterlerimiz artık başka insanlar. Rick’e göre bu dünyada Morgan’ın ahlaki değerleriyle yaşayan herkes, iki sezon önce tanıştığı kişi kadar kuş beyinli.
Altı sezon boyunca bu dizi üzerine çalışırken öğrendiğin en büyük derslerden biri nedir?
Bu iş hiç kolaylaşmıyor. Aslında daha da güçleşiyor. İlk bölümden sonra bitap düştüm. Her şeyimi vermeyi öğrendim; her gün, her şeyi dışarıda bırak, uykunu al ve işe geri dön. Bu dizi izleyicilere ait ve onlara karşı bir sorumluluğum var. Setteki herkes bu şekilde hissediyor.
Altı sezondur aynı kovboy çizmelerini giyiyorsun. Ne durumdalar?
Çok iyiler, çok teşekkür ederim! Geçen sene neredeyse onları kaybediyordum. Bir eyer üreticisi var; her şeyi ona borçluyum, bu çizmeleri o kurtardı. Tamir edildiler ama artık çok eskidiklerini söyledi. O nedenle Rick’in belki bir sezonu daha kaldı! Bu çizmeleri seviyorum. Eğer onlar giderse ben de yok olurum! Bu çizmeleri gerçekten kaybetmek istemiyorum.