YUSUF PİNHAS, KOORDİNATÖR VE YAYIN YÖNETMENİ
Benim ilk çevirdiğim altyazı “Oyuncular” adlı İsrail yapımı bir film, ikincisiyse Hitchcock’a ait olan “Kaybolan Kadın”. Sonra bir de gecenin çok geç saatinde hazırladığım bir altyazıda uykusuzluktan sisteme Türkçe metni girmek yerine yine İngilizce’yi yazmıştım. “Kuyu ve Sarkaç”tı filmin adı ve salondakiler kahkaha atmaya başladılar. Film festivaliyle 1996 yılında bu şekilde çalışmaya başladım. Bugün festivalin kataloğunu hazırlıyor ve yazılı, basılı her şey kontrolümden geçiyor. Yazılan her şeyin doğru olması konusunda çok fazla kaygı taşıyorum. Ayrıca filmlerin yönetmenleri ve yapımcıları o yazılanlarla karşılaşınca mutlu olmalarını istiyorum. Bu yüzden üst üste kaç kere okuduğumuzu bilmiyorum bile… Bazı detaylardan herkesin haberi olmayabilir ancak bu sene en çok hoşuma giden şey, hazırlanan poster sayesinde festivalin kendini göstermeyen bir başka yanının yani izleyici kitlesinin de görünür olması. Zaten dövmeli bir insan olarak festivalin bu yılki afişinden kişisel olarak da epey memnunum. Afişlerdeki dövmeleri de çok beğendim. Sinemanın olduğu gibi dövmenin kendi başına bir tutku olduğunu belki de bu şekilde göstermiş olduk. Aslında bu vesileyle ben de çok düşündüm. Aklıma çok fazla film geldi. Ancak bir de bu filmlerden dövme yaptırabileceğim bir şey çıkarmam gerekiyor. Hayat boyu üzerimde taşıyacağım. Büyük sorumluluk. Sonra bir de birisinin gelip negatif düşüncelerini aktarması gibi riskler var. Afişlerde “A Trip To The Moon”, “Scarface” ve “A Clockwork Orange” gibi iz bırakan filmler var. En çok sevdiğim film ise “Blade Runner” ancak oradan neyin dövmesini yaptırırdım bilmiyorum. Bir diğer favorim ise “Hedwig and the Angry Inch”. Ancak onun dövmesi maalesef bende değil, festival ekibinden Ayşe’de var.