BULGU ÖZTÜRK, DİREKTÖR YARDIMCISI
Geriye döndüğümde 1995-1996 yılına gidiyorum. İstanbul Film Festivali’ne 11 yıldır katkıda bulunsam da ilk bağlarımı üniversitede öğrenciyken kurmaya başladım. O döneme, katıldığım o ilk festivale dair her şey aklımda, renkler, kokular, tatlar… Antonioni’nin “Bulutların Ötesinde” filmini seyretmiştim sanırım ilk kez. Bazı anlar vardır ya hiç unutmazsın; etrafındaki görüntüler, renkler, Emek Sineması’nın kokusu, fuayedeki insanların heyecanlı bekleyişi… Kafamda kurduğum ilk sosyal ortam olmalı. Film öncesi ve sonrası tanımadığın insanlarla bir araya gelip, onlarla filmler hakkında tartışırsın. Beyoğlu sinemasının içinde o zamanlar bir kitapçı vardı. Antrakt’ın bende olmayan sayılarını almıştım. Üzerimde giydiğim kıyafetlerden konuştuğum filmlere, İnci’de yediğim profiterolden Atlas Pasajı’nda VHS kaset çektirmeye kadar her şeyi hatırlıyorum. Bunlar kısmen şimdi de devam ediyor. Hatta festivalin asıl heyecan verici anları bunlar. Hepimiz biraz bunun için çalışıyor gibiyiz. Daha sonra profesyonel anlamda işe bağlanınca kopyaların gidip gelmesiyle uğraştım, uluslararası şirketlerle yazışmalar yapıyorum. Yaptığınız iş yıllar geçtikçe ister istemez bir rutine bağlıyor, ancak burada hikâyeler biriktirdiğimi düşünüyorum. Bu da heyecanımı her zaman artırıyor.