Sami’nin babası, amcaları, dayıları en sonunda ağabeyleri gitmişti. Bir iki mektuptan sonra haber alamaz olmuşlardı. Merak ve özlem kor ateş gibi yakıyordu yüreklerini. Tek mutluluğu Gazi dedesinin kendisini tıpkı bir asker gibi yetiştirmesiydi. Dede torun her gün sanki cephedeymiş gibi talim yaparak günlerini geçiriyorlardı.

Köy yerinde bir gün davullar vurdu gidenler yetmiyordu, herkese ve her şeye acil ihtiyaç vardı. Herkes ve her şey Sami ve dedesiydi artık.

Cepheye koştu, göz gözü görmüyordu, İşgalciler ve vatanseverler kıyasıya çarpışıyorlardı.

Aslında okuyup büyük adam olmak istiyordu Sami. Fakat burada yaşananları gören biri nasıl dönebilirdi? Vatanını savunmak için boyuna bakmadan bir silah istedi. Eline bir güzel eşek, iki su küpü verildi. Askerimiz çoktu ama cephane, silah, yiyecek, hele su hiç yoktu Cephede. Çok iyi anlamıştı kendisine düşen vazifeyi. Canla başla koşturdu. Sıcaktan kavrulan Mehmetçik ağabeylerine en güzel, en tatlı, en soğuk suları bulup yetiştirdi.

Hele çok sıcak geçen Ramazan ayında buz gibi sular oruç tutan Mehmetçik için ne güzel bir hediye olmuştu. Eşeği Mestan biraz yaramazdı. Başına olmadık zor ve komik olaylar da geliyordu savaşın orta yerinde. Yaşadıklarına çok gülecek, eğleneceksiniz; Fakat düşüneceksiniz de…

Yazan: Hüseyin Kurtça

Yöneten: Seyit  Demir

Dekor-Kostüm Tasarım: Fatih  Kurt

Ses-Işık Kumanda: Nuray Polat

OYUNCULAR

Saka Sami : Kemal Metin

Dede : Fatih Kurt

Ali Süvari : Bülent Gençak

İngiliz Asker (Robert Brack): Murat Tiryaki

Mehmet Onbaşı / Posta: Muhammet Kınık

Davulcu: Sedat Karaer