Türkiye’ye ilk defa Naomi Campbell’i getiren sudan podyum yapan, Mango’nun sezon defilelerini düzenleyen moda duayeni, koreograf  Öner Evez, bize sektördeki yolculuğunu anlattı.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Fashion Events Management (Moda Sunum Yönetimi) dünyasına nasıl girdiniz?

Mesleğime mahallemizdeki kızları annemin sandığından çıkan gelinlikle süsleyerek, tırnaklarına çiçeklerden ojeler yaparak başladım. Lise dönemlerimde gazetede gördüğüm bir saç modeli ilanı üzerine moda dünyasına giriş yaptım. Birkaç yıl böyle devam etti. Sonrasında modayı sevdiğimi anlayınca işin mutfağına girdim.
İzmir’de amatörce yapılan çekimler derken, işi öyle bir duruma getirdik ki 1990 yılında profesyonel olarak ilk ofisimizi açtık. İzmir’de olmayan ulusal markaları getirip defileler düzenliyorduk. 1994 yılında ise İstanbul’daki ofisimi açtım. Ümit Ünal, Hakan Yıldırım gibi isimlerle çalışarak 2000 yılından bu yana dünyaya açılmaya başladık. Araştırmacı kimliğimiz, ataklığımız ve profesyonel çalışmamız sayesinde yerli ve yabancı markalar tarafından çok tercih edilmeye başladık. Paris, Milano, Londra, Moskova ve Libya da dâhil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde defileler düzenledik.

Bugüne kadar birlikte çalıştığınız markalar hangileri?

Mango, Stefanel, Banana Republic, Marks & Spencer…

 Aydın Üniversitesi Moda Tasarım bölümünde beş yıl boyunca ders verdiniz. Neler üzerinde duruyordunuz?

İşin mutfağından biri olarak deneyimlerimi paylaşıyordum. Moda Sunum Koordinasyonu ve Çağdaş Moda üzerine dersler verdim. Moda tasarımcısı, stilist, moda editörü, moda fotoğrafçısı kimdir, tasarımcı nedir, kime denir, tasarımcı olma özellikleri nelerdir gibi konular üzerinde duruyordum. Örneğin incik boncukla oynamayı seviyorsan stilist olabilirsin, kumaşı seviyorsan desinatör olabilirsin.

 Defileler, klip, reklam, film ve fotoğraf çekimi, sahne tasarımı…. En çok hangisi size keyif veriyor ve neden?

Yurt dışında bahsettiğiniz tüm bu iş kollarını farklı kişiler üstleniyor. Ben ise burada hepsini beraber yürütüyorum. Kendimi koreograf-moda prodüktörü olarak tanımlıyorum. Bu alanların hepsinden keyif alıyorum.

 Genç tasarımcılardan kimleri beğeniyorsunuz?

Hande Çokrak, Burçe Bekrek, Emre Erdemoğlu.

 2014 yılı için planlarınız neler?

Yurt dışında tasarımcılarımızı tanıtmak üzere bir proje hazırlıyoruz. İstanbul’da gerçekleşen moda haftalarına dünyadan satın almacıların gelmelerini bekliyoruz ancak bu gerçekleşmiyor. Biz de dünyaya açılmaya karar verdik. Arzu Kaprol, Hakan Yıldırım, Dilek Hanif, Cengiz Abazoğlu dünyada isimlerini duyurmuş modacılar. Onlar gibi yetenekli ancak isimlerini duyuramamış tasarımcılara yol açmak için Paris, New York ve Moskova’da minik showroom’lar oluşturmayı hedefliyoruz. Her yıl gerçekleştirdiğimiz sezon defilelerimiz var. Ayrıca tasarımcı yarışmaları düzenlemeyi planlıyoruz.