Son günlerde kitapçı raflarında yerini alan yeni bir kitap var; Çıplak Mahrumiyet Bandosu. Yazarın ismi Neyran Günüçer. Siz onu ilk kitabı Dilimin Ucu Çınlıyor’dan zaten biliyorsunuz. Okurlarını 3 senenin ardından tekrar kendisiyle buluşturan yazarın son romanı Epsilon Yayınevi’nden çıktı ve editörlüğünü Tuğçe Ak üstlendi.

 

Akıcı ve samimi bir kaleme sahip olan Günüçer, ikinci romanı Çıplak Mahrumiyet Bandosu’nda şifrelere gizlenen hayatları, perdenin arkasına saklanmış gerçekleri, sanat ve matematikle kesiştirerek anlatıyor. Sonunda da ortaya gizemli bir hikaye çıkıyor.

“Gökyüzünün en parlak yıldızıydı kardeşim…”

Keşke hiç büyümeseydik Tevfik.

O kartpostallar oyun olarak kalsaydı,

Sırlar şifrelenmeye ihtiyaç duymasaydı,

Anneannemin bize oynattığı oyun hiç bitmeseydi…

Haklıymışsın, büyümek zor işmiş Tevfik,

Masum kalarak büyüyebilmekse imkânsız.

Keşke yine sokaklarda koşsak, erik ağacına çıksak,

Çamurlara basarken aynı şen kahkahaları atsak.

Ah be Tevfik, keşke hiç büyümeseydik…

Neyran Günüçer Kimdir?
Sırasıyla Erenköy Kız Lisesi, Fenerbahçe Lisesi, ardından İTÜ ve YTÜ’de eğitimi tamamlayan Günüçer, web grafik eğitmenliği yaptı, ajanslarda çalıştı. “Bir gün çalıştığım ajansın bir müşterisi için sergiler hazırlamaya başlıyorum. Anlıyorum ki işin içinde sanat olmalı.” diyen yazar Tuluhan Tekelioğlu’yla çalışmaya başlayarak “40’ında 40 Kadın“, “50’sinde Erkek“, “Yeni Hayat“, “Persona Non Grata” isimli belgeselleri çekti. Unutmadan… Tam bir motosiklet tutkunu! Öyle ki hayatının bir döneminde bu tutku onu Motosiklet Federasyonu’nda işe girmeye kadar götürmüş. Kasım 2015 yılında ise “Biraz benden, biraz senden, biraz ondan esinlenip bir hikâye hayal ediyorum” diyerek ilk kitabını yazan yazar şimdilerde ikinci romanı Çıplak Mahrumiyet Bandosu ile tekrar gündemde.