Carla Frayman (Carlita)’nın müziği de kendisi gibi gezgin. Farklı enstrümanlarla farklı tarzları birleştiren İstanbullu genç DJ/prodüktör ile kalıplara sığmayan müziği hakkında konuştuk.
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
1994 yılında İstanbul’da doğdum. İlkokulu ve liseyi Enka Okulları’nda tamamladım. İlkokul dördüncü sınıftan itibaren yarı zamanlı olarak İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda çello bölümünde devam ettim. Lisede ise Royal Academy of Music’i bitirdim. Ardından Boston’da üniversteye başladım ve DJ’lik, müzik prodüktörlüğü serüvenim de orda başladı.
Müzik hayatınıza nasıl başladınız?
Aslında küçüklüğümden beri kendi dünyamda müzik hayatındayım diyebiliriz. Yuvadayken aldığım piyano derslerimi hatırlıyorum. Müzik hayatına ilk girişim piyanoyla oldu, ardından kendimi çello çalarken konservatuvarda buldum. O zamanlar ilgim daha çok gitar ve rock müzik üzerineydi. Okulda orkestraya girdim. Bir yandan bas gitar çalarken diğer yandan da çello çalıyordum. Kısacası müzik, hayatımda hep vardı. Ancak üniversitede ikinci yılımdayken arkadaşımın bana Dj’lik yapmayı göstermesiyle profesyonel bir şekilde ilgilenmeye başladım. Çok kısa sürede Boston’da birçok yerde çalmaya başladım. Bir süre sonra bana DJ’liğin yetmediğini anladım. Çok daha fazla şey vardı aslında yapabileceğim. Kendi müziğimi yaratmaya çalıştım. Videolar izledim, prodüktörlerle konuştum ve onlardan yardım aldım. Tamamen kendi tutkumun peşinden gittim. Şimdi de buradayim.
DJ’liğin sizi manevi olarak en çok tatmin eden yanı nedir?
İnsanların yüzünün güldüğünü ve zevk aldığını görmek! Tabii ki, insanların müziğimi çok sevdiğini söylediği de oluyor ve bu da çok hoşuma gidiyor. Ancak insanların mutlu olduğunu görmek ve benim de bunda katkım olduğunu bilmek beni en çok tatmin eden kısım.
Müzik tarzınızı nasıl anlatırsınız?
Benim yaptığım müziği yapan herkesin ismini bulmaya çalıştığı bir tarz benim tarzım. Dünya müziği ve elektronik ritimlerin kombinasyonu gibi sanki. Ancak bir yandan da deep house olabilir. Klasik müzik, Latin Amerika müziği, dünyanın her yerinden bir parça… Kesinlikle düşük bpm’de (beat per minute), bu da insanların kalbiyle aynı ritimde olamaya çalışmamın nedeni.
Bugüne kadar DJ olarak başardığınız ve gurur duyduğunuz şeyler nelerdir?
Sanırım hiçbir yerden olduğum yere gelmem. Yavaş yavaş merdivenleri çıkmış olmam.
Bugüne kadar çaldığınız, sizi en çok heyecanlandıran mekanlar hangileriydi?
En çok heyecanlandığım yer kesinlikle Nikaragua’ydı; daha önce hiç gitmediğim bir yerdi ve ilk live set’imdi. Yani DJ’lik yerine canlı bir şekilde prodüksiyon yaptım. İlk denememdi, bu yüzden de çok heyecanlıydım! Arzu ettiğimden daha iyi geçti diyebiliriz. Onun dışında çaldığım yerlerin hepsinde ayrı bir heyecanlıyım zaten.
Amatör olarak bu işle ilgilenmek isteyenlere ne tavsiyeler vermek istersiniz?
İlk olarak kimsenin bulmadığı şarkıları bulmalarını öneririm. Bence en büyük hata, herkesin çaldığı şarkıların çalınması. O zaman kendilerini özel kılacak bir şey kalmıyor! Onun dışında DJ’liği müziği çok sevdiği için yapmalarını öneririm. Son olarak da hiçbir zaman değişmemelerini.
Kulağı ve müzik bilgisi iyi bir müziksever bu işe nereden başlamalı? İlk olarak alması gerekenler ve yapması gerekenler nelerdir?
Kendi müzik kütüphanesini oluşturmaları ve şarkılarını tarzlarına göre ayırmaları büyük kolaylık getirecektir. İlk etapta küçük bir DJ controller işlerini görecektir. Traktor olabilir ya da Serato’nun birkaç controlleri var; ben Serato’yla başlamıştım. Bir de eğer zaman bulabilirlerse plakçalarla başlamalarını öneririm. O zaman beatleri eşitlemeleri çok daha kolay olur. Onun dışında çok fazla pratik yapmak onları mutlaka istedikleri yere getirecektir! Yeni şeyler denemekten ve kendi tarzlarını keşfetmekten vazgeçmesinler.
Çok farklı enstrümanlara yer veriyorsunuz işlerinizde. Bunun sebebi nedir?
Benim seslere karşı aşırı bir hassaslığım var. Bir sürü dünya enstrümanı benim gerçekten çok ilgimi çekiyor. Elektronik dünya müziği yapmaya çalışıyorum diyebiliriz. Farklılığı seviyorum, genellikle kullandığım enstrümanlar bir şekilde birbirini tamamlıyor.