Moda haftalarına kafa tutanlar, düşen satışlardan istifade edip pazarı ele geçirenler, Türkiye’nin beklenmedik zenginlik gösterisi ve Çin’in moda dünyasını ele geçirme çabaları… Lüks moda dünyasının fırsatı krize çevirme hikâyesine hoş geldiniz.
2014 yılında Asya’daki lüks pazarında yaşanan düşüş, moda dünyasında alarm zilleri çalmasına sebep olmuş, dünyanın en büyük markalarını kaybettikleri satışları nasıl geri kazanabilecekleri konusunda kafa yormaya zorlamıştı. Aradan geçen iki yılın ardından, Louis Vuitton ve dengi markalar için durum hâlâ düzelmiş değil. Ama onların düşüşü devam ederken, dünyanın dört bir yanında genç tasarımcıların ve kişiye özel lüks tüketim malları üretimi yapan niş markaların bilinirliği giderek yükselişe geçiyor.
Çoğu marka, herkese her şeyi satamayacağının bilincine varırken, Burberry ve Tom Ford gibi moda sahnesinin yol göstericilerinin geçtiğimiz sezonun moda haftalarında aldıkları kararlar, dışarıdan kusursuz görünen moda dünyasının aslında nasıl da büyük bir sıkıntı içinde olduğunu ortaya koymuştu. Hatırlarsanız, Tom Ford bu yılın başında New York Moda Haftası’ndaki defilesini iptal etmiş, Eylül’de kadın ve erkek koleksiyonlarını bir arada sunarak, şovun hemen ardından koleksiyonların satışta olacağını açıklamıştı. Burberry de moda haftalarının “şimdi gör – altı ay sonra satın al” kuralına karşı gelmiş ve bundan sonra koleksiyonlarını ait oldukları sezonda görücüye çıkaracağını, defilelere basın, ünlüler ve satın almacılardan ziyade, markaların asıl varlık sebebi olan müşterileri çağırmaları gerektiğini belirtmişti.