Şehrin en iyi kokteyl mekânlarında yolculuğa çıkıp, sundukları en iyi ve en iddialı karışımları teste tabi tutuyoruz.
Siz de fark etmişsinizdir; son beş-altı yılda dünyada kokteyl sahnesinde büyük değişiklikler görülüyor. Artık 80’li yılların filmleri ve dizilerinde sıkça gördüğümüz, esas kızın havuz başında keyif yaparken yudumladığı abartılı renklerde, bol şemsiyeli kokteyl bardaklarından geriye bir şey kalmadı. Ve hem dünyada hem de ülkemizde bira, viski, votka ve tekila bazlı, az malzemeli klasik kokteyl alışkanlıkları kırılıyor. Sürekli aynı şeyi tekrar ediyoruz ama son dönemde neredeyse şehrin her semtinde bir kokteyl bar açılmasının sebebi belki de İstanbul’daki yeme-içme mekânlarının kayda değer artışı. Bu mekânlarda artık klasikler dışında özel imza kokteyller de karşımıza çıkıyor. Gidip denemek size kalmış ama biz yine de bu sayfalarda favori mekânlarımızdan en sevdiğimiz kokteylleri derlemeye çalıştık.
Evet, kokteyl piyasası İstanbul’da aldı başını gidiyor ama doğru iz üzerinde miyiz? Trendleri takip edebiliyor muyuz? En önemlisi de, başarılarımızın devamını getirebilecek miyiz? Bu soruların cevapları için Türkiye’de hizmet veren Yeme-İçme Pazarlama Danışmanlık Firması Dude Table’ın ve birlikte çalıştıkları, dünyaca ünlü miksolojist Tony Conigliaro’nun fikirlerini aldık. Dude Table’ın gözlemine göre 2016’ya hâkim olan üç ana kokteyl akımı var. Özellikle artisan kokteyllerde “vejital miksoloji” ön planda olacak. Bu ekol, daha fazla taze meyve ve sebze kullanımını, kokteylin lezzetinin malzeme kalitesine endeksli olmasını, yaratıcılığın iyi ve özellikle yerel sebze ve meyveye dayalı olmasını savunuyor. Zaten Tony Conigliaro da geçtiğimiz kış Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, aynı yerelleşmeden bahsetmişti: “Kokteyller 1920’lerden beri çeşitli formlarda hep var oldu. Ama küresel bir fenomene dönüşmesi 80’lerde başladı. Şu anda çok açık görünen bir şey var: Tıpkı yemekte olduğu gibi yerelleşme ve yerel trendler… Barın ister arkasında olun ister önünde, insanlar artık yerel marketlerde, pazarlarda bulabildikleri ürünlerle yapılan kokteyllere odaklanacak.” Türkiye’de bu konuda bir eksiğimiz yok gibi görünüyor. Bu sayfalarda gördüğünüz mekânların önemli bir kısmı, kokteyllerinde yerel malzeme kullanıyor; ithal şuruplar, tatlandırıcı ve renklendiriciler yerine meyve özlerini tercih ediyor, hatta kendi malzemelerini kendileri üretiyorlar. Bir başka trend ise votka veya viski gibi temel alkol gruplarına sadece bir iki yan malzeme eklenerek yapılan simple mix’ler. Halk arasında votka limon, viski kola olarak anılan karışımlar bu gruba giriyor. Bu gibi kokteyllerin avantajı, herkesin evde de hazırlayabileceği kolaylıkta olması. Biz de Alexandra Roof Top’tan tam da bu tanıma uyan bir tarif aldık, göz atmayı unutmayın. Yazın demirbaşı olan frozen akımı da kendine kokteyl trendlerinde yer bulmuş. Meyvelerle hazırlanan frozen kokteyller, büyük olasılıkla bu yaz bitimine kadar ellerden düşmeyecek.
5 COCKTAILS & MORE
Asmalımescit’in en yeni kokteyl barı 5 Cocktails & More’un kurucuları arasında köşe yazarı Oben Budak, Alexander Kokoskeriya ve Tektekçi’nin kurucularından Berti Palambo gibi isimler var. Menüsünde 30 farklı imza kokteyl olan mekânın en önemli ayrıcalığı, kişiye özel hazırladıkları haute couture kokteyller. Akşam 17.00’de kapılarını açan mekânın swing hop, jazzy house ve disko klasiklerinden oluşan müzikleri de müşteriler tarafından çok seviliyor.
Yıldız kokteyller: Burada favori kokteylinizi kendiniz yaratabilirsiniz. Barmene neleri sevip, ne istemediğinizi söyleyin ve size özel bir şeyler hazırlasın!
Asmalımescit Mah. Müeyyet Sok.
No: 5, Beyoğlu, 0555 889 6955