Arnavutköy’de Mart başında açılan Whisper, Boğaz manzarası, ince düşünülmüş dekorasyonu ve lezzetli yemekleriyle dikkat çekiyor.  

 

Boğaz’ın en güzel semtlerinden biri olan Arnavutköy, balık restoranlarıyla ünlüdür. Fakat son aylarda açılan yeni mekânlar semtin çehresini değiştirmeye başlıyor. Geçtiğimiz ayın başında açılan Whisper Kitchen & Bar da gerek manzarası, gerekse yemekleri ve bar bölümüyle Boğaz hattında yeni müdavimler biriktirmeyi amaçlıyor. Tarihi eser kapsamındaki bir yalının giriş katında hizmet veren Whisper’ın kapısından içeri adım atar atmaz, mekânın arka kısmındaki büyük pencerelerden İstanbul Boğazı’nın eşsiz görkemi sizi karşılıyor.

İstanbul yeme-içme sahnesinde Levendiz Meyhanesi, Black, Biber ve güney sahillerinde Bianca Beach ve Aqua Beach’in ortak ve işletmecisi olarak karşımıza çıkan Figen Erenel, Whisper’ın arkasındaki isim. Uzun zamandır sahil hattında sıcak bir ortama sahip, insanların hem yemek yiyip hem de gece eğlenebilecekleri bir yer arayan Erenel, hayallerindeki yeri Arnavutköy’de bulmuş ve eski bir balık restoranını, şık ve gösterişli Whisper’a dönüştürmüş.

Whisper’da yemek servisi öğle saatlerinde başlıyor. Kahvaltıya geç kalanlar için Croque Madame gibi tost ve sandviç çeşitleri de var, midye çorbası da. Menüde, klasik ve vazgeçilmez yemekler dikkat çekiyor ama özellikle ördekli ve karidesli Gyuza çeşitleri, bar atıştırmalıkları, büyük bir kadehte sunulan ve daha masaya gelmeden güzel kokusu size ulaşan Ponpon Karides ilk akla gelenler. Kıtır simitle sunulan Bezelye Martini, lime soslu Guacamole Martini Nachos ve aslına uygun şekilde başarıyla yapılan Louisiana tavuk kanatları da öne çıkıyor. Lezzetleri ve sunumuyla ilgimizi çeken üçlü mini burger ve enginarlı kinoa salatasına da bir şans vermelisiniz.

Whisper’ın dekorasyonunda hem Arnavutköy’e hem mekânın geçmişine uyum sağlayan deniz esintileri görmek mümkün. Mimar Pınar Doğan Öktem ve Bodrum’daki Taş Design Genel Müdürü Tülin Harman’ın elinden çıkan mekânda, bara farklı bir estetik katan melek kanatlarının yanı sıra duvarlarda baloncuğa benzeyen aynalar arasına serpiştirilmiş mercanlar, hemen girişte sizi karşılayan tasarımcı Máximo Riera’nın ünlü balina formlu koltuğu deniz havasını içeride de estiriyor. Menüdeki deniz mahsullü yemekler de dekorasyona göz kırpıyor sanki. Figen Erenel’in favorisi olan somon tartar ve şarap soslu midye gerçekten de çok başarılı.

Müşterilerinin keyifli ve rahat bir ortamda içkinin, yemeklerin ve müziğin tadını çıkarmalarını amaçlayan Whisper, bu hedefini gerçekleştirecek gibi görünüyor. Size ise gece 23.00’den sonra yükselen müziğin sesine kendinizi kaptırıp, Boğaz’ın parlak ışıkları eşliğinde güzel bir gece geçirmek kalıyor.

1 2