Ünlü senarist Aaron Sorkin yazar blokajı yaşadığı ve yeni fikirler bulmakta zorlandığı günlerde 6 kez duş alırmış.

“En iyi Senaryo” Oscar’ı sizi tatmin etmediyse Thinking & Reasoning’in araştırmasının sonuçlarına göz atalım: Kendinizi zorlamadığınız ve zihninizi serbest bıraktığınız zamanlarda daha iyi fikirler üretebiliyorsunuz.

Araştırmacılar katılımcılara kelime oyunları oynatıp, cevapların zihinlerinde bir anda mı oluştuğunu yoksa analitik bir yaklaşımla bulunduğunu sorguluyorlar.

Cevaplar “Aha!” diye bir anlık keşiflerle ortaya çıktığında üzerine analitik olarak düşünülenlere kıyasla daha yüksek oranda doğru oluyor.

Nasıl mı? “The Eureka Factor: Aha Moments, Creative Insight, and the Brain” kitabının yazarı araştırmacı Dr.  John Kounios’a göre bir problemi çözmek için metodolojik bir yol izlendiğinde beynimizin frontal lobu yüksek bir şekilde aktive olur.

Frontal lobumuz bize yüksek odaklanma sağlar. Bir hesap tablosuyla uğraşıyorsanız bu iyi bir şey fakat eğer bir probleme takıldıysanız tam tersi.

Takıldığınızda yeni bir perspektife ihtiyaç duyarsınız. Fakat bu odaklanma hali bir tünelin içinde olmak gibidir. Yeni fikirler ziyade o tünelin içine sıkışmanız daha olasıdır.

Öte yandan rahatladığınızda ve zihninizi serbest bıraktığınızda frontal lobdaki aktivite azalır. Beyindeki anterior singulat isimli bölümde aktivite artar. Anterior singulat bilinçdışındaki fikirler için adeta bir monitör gibidir.

Kounios’e “Düşünsel faaliyetleriniz kelimenin gerçek anlamıyla genişleyecektir.”

Bundan dolayıdır ki 40 dakika boyunca bir bilgisayar ekranına bakar ve sorunu çözemeyiz. Fakat başından kalktıktan 2 dakika sonra “BAM!”, cevap aklımıza düşer.

Tabi bu (evreka!) anlarını yaratabilmek için ofiste sürekli turlamak ya da suyun altına girmek de gerekmiyor.

Kounios bir yürüyüşe çıkmadan önce bilgisayar başında geçireceğiniz vakite bir limit koymayı tavsiye ediyor.

Sakin kaldığınız bir anda müziği ve uğraştığınız şeyleri bir kenara bırakıp sessizlikte biraz düşünün. Aradığınız fikirler bu anlarda çıkabilir.