Sıkça beslendiği sanat dallarını Türk esintileriyle modern bir şekilde birleştiren Aslı Filinta ile yeni koleksiyonu ve her sezon ilhamını nasıl taze tuttuğu üzerine konuştuk.
Son koleksiyonunuzda Nazım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” şiirinden ilham almışsınız. Şiirle ve diğer sanat dallarıyla aranız nasıl?
Fazıl Say’ın Genco Erkal ile hayata geçirdiği Nazım Oratoryosu’ndan etkilendim. Şiirlerini müzik sayesinde keşfettim. Kendine ait hikâyesi olan bütün sanat dallarını seviyorum.
Koleksiyondaki bazı parçalarda zeytin dalları desenleri kullanılmış. Barışı simgeleyen zeytin dalıyla Nazım Hikmet arasında bir bağ kurduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Yaşamaya Dair’de geçen “70 yaşında bile olsan zeytin dikeceksin” adlı dizeden ilham aldım.
Ceren Şişik’in “yaşamı anlatan” fotoğrafı da kıyafetlere desen olarak yansımış. Bir hikâyesi olan desenler seçmeyi mi tercih ediyorsunuz?
Her zaman! Ceren Instagram’da yakından takip ettiğim sayfalardan birinin sahibi. Nazım’ı okurken hayata olan bağını, tutkusunu hissettiğim anlardan birinde Ceren’in yayınladığı bu şelale fotoğrafını gördüm ve çok beğendim. Fotoğrafını kullanmak istediğimde, bana seve seve kullanabileceğimi söyledi.
Bir çalışmaya başlarken ilham kaynaklarınızı nasıl belirliyorsunuz? Her şeyin spontane geliştiği oluyor mu?
Her sezon öğrenmek istediğim konular sıraya diziliyor sanki. Bunları “Türk kültürü olmalı” diye sınırlandırmıyorum ama bir de bakmışım, Osmanlı armalarını veya sikkelerini araştırıyorum. Yani, ilgi duyduğum ve yakın hissettiğim şeyleri çalışıyorum diyelim.
Moda hayatınıza New York’ta başladınız ve hâlâ yurt dışı moda sahnesiyle bağınız kuvvetli. Tasarımlarınızın yurt içi ve yurt dışında “algılanışı” arasında ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Artık eskisi kadar bir fark olduğunu düşünmüyorum. Türk kadını daha cesur, daha özgüvenli ve daha bilinçli! Türk kadını eskiden “Aslı Filinta alacağıma, Burberry trençkot alayım” diye seçim yaparken, şimdi “Burberry nasılsa her sezon aynı” diyerek Türk markalarını tercih edebiliyor.
Türkiye’de düzenlenen moda haftalarının yeteri kadar iyi olduğunu, özellikle genç marka ve tasarımcılara bir katkı sağladığını düşünüyor musunuz?
Türkiye’deki moda haftalarının tek bir dezavantajı var; bütün satın almacılar bütçelerini Paris Moda Haftası’nda bitiriyor. Türkler’e son yıllarda hayranlıkları ile ortaya çıkan, ağırlıklı olarak Orta Doğulu müşteriler kalıyor. Eğer koleksiyonunuzu yurt dışında sergileyebilme sansınız varsa, İstanbul’a gelen müşteriler de buna ek oluyor. Genç tasarımcıların dikkat etmesi gereken konu ise satış yaptıkları pazarın stiline uygun tasarım yaparken kendi DNA’larını kaybetmemeleri.
Son zamanlarda sizi en çok etkileyen marka/koleksiyon hangisiydi?
Margiela ve Undercover.
Sizi daha iyi tanımamıza yardımcı olacak, sevdiğiniz bir film/kitap/şarkı paylaşabilir misiniz?
David Lynch’den “Catching the Big Fish: Meditation, Consciousness and Creativity”, hayatımı değiştiren kitaptır!
Aslı Filinta “kadını” nasıl biri?
Kendi ayakları üzerinde durabilen, yaratıcılığı takdir eden, tek bir kuralı olmayan, neşeli ve genç bir kadın.