Candan İşcan İstanbul’da karşısına denizin çıkı vermesini çok seviyor. Onu rahatsız eden öğelerin başında ise şehrin kalabalıklığı, yokuşları ve çirkin binaları geliyor. Tüm bunların çizimine bu şekilde yansıması hiç de şaşırtıcı değil.
İstanbul’un nereleri sizin mekânınız?
Benim mekânım diyebileceğim bir yer henüz yok.
Kendinizi en iyi hissettiğiniz ve kendinizi ait hissettiğiniz yerler neresi ve neden?
Samimiyeti ve sakinliğiyle Ankara’yı çağrıştırdığı için Kadıköy diyebilirim. Avrupa yakasının tekinsizliği ve kabalığı yok orada.
Şehre nereden bakıyorsunuz?
Genellikle görüşümü kapatan kocaman bir binanın yanından, kafamı uzatarak…
İstanbul sizin için nasıl bir şehir ve siz bu şehri nasıl, kiminle yaşıyorsunuz?
İstanbul her şeyin istiflendiği, üst üste yığıldığı, dar, derme çatma, karışık ve kaba bir şehir. Ancak nefessiz kaldığınızda sizi kurtarabilecek gizli yolları da var. Ben genellikle o gizli yolları keşfedemeden, metroda dik dik bakan adamlar ve yolda sana sürtünerek geçmekten rahatsız olmayan kadınlarla yaşıyorum.
İstanbul’a dair sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler neler?
Bir anda karşına denizin çıkıvermesini, Boğaz’dan esen rüzgârla gelen deniz kokusunu ve tarihi izleyebilmeyi seviyorum. Kalabalıklığını, yokuşlarını ve her gün bir yenisi eklenen çirkin binalarını sevmiyorum.