ArtInternational 4 -6 Eylül’de üçüncü kez Haliç Kongre Merkezi’nde. Fuar öncesinde işlerini sergileyecek üç sanatçıyla bir araya geldik.
İstanbul’a yaz geldi! Peki, sanat dünyası nerelerde? Kapalı kapılar ardında neler oluyor? Her sene olduğu gibi bu sene de, sanat yazın gelmesiyle beraber sessizce sahneden çekildi ve yeni sezon için hummalı bir çalışma başladı. Kapılar Eylül’de büyük bir heyecanla tekrar açılacak. Ne de olsa bu sene şehrin sanat ajandası hayli yoğun, fuarların ve sergi açılışlarının yanı sıra programımıza bir de bienal eklenince, biz sanatseverlerin ayakları yerden kesilecek. Biz de bu sessizliği fırsat bildik ve İstanbul’un en önemli sanat etkinliklerinden biri olan “Art International” sanat fuarında neler olacağını sizin için araştırdık. 4 – 5 – 6 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuarda işlerini göreceğimiz Ramazan Bayrakoğlu, Servet Koçyiğit ve Azade Köker ile fuarlarla olan ilişkilerine, sanat pratiklerine ve gelecek planlarına dair sohbet ettik, fuarda sergileyecekleri işlere dair ipuçlarını araştırdık!
Yazı: Naz Cuguoğlu
AZADE KÖKER
Eski dönem çalışmalarınızda ‘kimlik ve aidiyet’, sonraki çalışmalarınızdaysa ‘doğa’ temaları ön plana çıkıyor. Bu değişikliğin sebebi nedir?
Husumet, tahribat ve işgal kavramları, bütünüyle bir sorunsallık olarak bizi etkileyen meseleler. Bunlar doğaya yapılan haksızlıklar ve insanın karşılaştığı adaletsizliklerle doğru orantılı olarak karşımızda… Bu nedenle konular aslında hep aynı paydada birleşiyor. Kayıtsızlık benim konum değil. Formalist bir sanatçı değilim. İnsanları ilgilendiren her konu sanata da konu olabilir. Yirmi sene önce de aynı tavırla çalışıyordum. Önemli olan sanatsal profildir. Benim sanatsal çizgimde yaşama karşı kayıtsızlık yok!
Yerleştirme, kolaj, yağlıboya gibi farklı teknik ve malzemeyle çalışabiliyorsunuz. Bu çeşitlilik size neler hissettiriyor?
Her malzeme ve metot sanatçıya sunulan zenginlik olabilir. Çok malzeme zorunluluğu yok ama bunu gerektiği zaman kullanabiliriz de. Unutmamalı ki, her malzeme bir anlatım, bir ifade içerebilir. Bu anlatımları doğru yerleşimle, doğru yerde kullanmak işin sanatsal boyutudur, aksi takdirde yapılan iş bir süsten ibaret olur. Bunu yakalamak bana göre sanatsal çalışmanın en zevkli aşaması. Saklambaç oynar gibi malzemeyle karşılıklı söyleşide bulunursunuz.