Üç farklı mekân tek bir adreste… Park Bosphorus’un terasında konuşlanan restoran, eşsiz bir boğaz manzarasından çok daha fazlasını sunuyor.
izaka2
Osmanlıca’da tattırmak ve zevk verme anlamına gelen İzaka, adının hakkını veren bir yer. Zira tattırmadığı lezzet kalmıyor. Restoranın bize sunduğu menüleri tatmak adına Park Boshorus’un terasına doğru çıkıyoruz. Aslında şanssız bir gündeyiz zira Boğaz Köprüsü’nden Tarihi Yarımada’ya oradan da Adalar’a kadar uzanan manzara, sis nedeniyle bir toz bulutunun ardında hayal meyal görünüyor. Ancak keyfimiz bozulmuyor elbette, kapılarını birkaç hafta önce açan mekân, mutfağıyla bizi etkilemeyi başarıyor. İzaka’nın altında birçok konsept yer alıyor. İki ana başlıkta toparlayacak olursak bir tarafta restoran, diğer tarafta bar ve lounge. Hatta 30 Ocak’ta Claude Challe ve 14 Şubat’ta Stephane Pompougnac’ın performans sergileyeceklerini belirtelim. Mekân sahipleri önümüzdeki aylarda cazın müziğinin en önemli isimlerini şehre getirme konusunda kararlı. Gelelim İzaka’da uğrayabileceğimiz üç restorana. The Midd, Doğu ve Batı’nın lezzetlerini birleştiriyor. Mezze Mare, Akdeniz çevresinde yaşayan medeniyetlerin mutfaklarını sunuyor. Hitode Sushibar ise Japonlar’ın yeme içme kültürünü bize tanıtıyor. İzaka’nın en büyük avantajı ise şu. Üç kişi olarak gittiğinizi düşünün ancak her biriniz farklı bir mutfağın müptelasısınız. Oturacak yer bulma konusunda tartışmalara gerek kalmıyor. Zira mekânlar arasında servis imkânı da bulunuyor. Sıcak bir şarap eşliğinde Boğaz’ın keyfini çıkarmak ya da Sevgililer Günü’nde romantik bir yemek kulağa hoş geliyor. Ancak biz asıl yazın gelmesini bekliyoruz. Terasta rüzgârın püfür püfür estiğini düşünsenize…