50 yaşında, 12 senedir Mazhar Alanson’la evli. Üretmeyi ve spor yapmayı çok seviyor. Biraz hayat, biraz kadın olmak, biraz şehir yaşamı üzerine sohbet ederken, bu yaşta bu kadar genç görünmesinin sırrını da anlatırsa tadından yenmez diyerek ağzım açık bir şekilde oturuyorum karşısına, sohbetimiz başlıyor.
1
Enteresan bir hayat hikâyen var. Seninle ilgili yazılarda ailen oldukça karışık görünüyor. Hata yapmadan sormak benim için çok zor. Biyolojik ve aynı zamanda manevi ailen de var sanırım. Kısaca ailenden bahseder misin? Onların sana katkısı ne oldu?
Sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş. Ailemde bir karışıklık da yok, manevi ailem de yok. Rahmetli teyzem ölmek üzereyken mirasını bana bırakmak istediğinde soyadımızın aynı olma zorunluluğu vardı, bu sebeple sadece bürokratik işlemler için kâğıt üzerinde onun soyadını taşır oldum, hepsi bu. Ağır ceza hâkimi babam, bankacı annem ve benden yedi yaş büyük avukat erkek kardeşim var.
Ailemin bana en büyük katkısı, mutlu ailenin önemini göstermiş olmaları. Anne ve babamın birbirlerine aşk ve bağımlılıkları, bizim mutlu aile ortamında hayata galip başlamamızı sağladı.
Babamın hayata veda etmeden önceki son sözü, “Evlâdım olduğun için teşekkür ederim” oldu. Son nefesinde bile beni bir ömür mutlu etmeye yetecek sevgisini ve zarafetini gösterdi.